Chefs Events

Mutfak, kimileri için bir mecburiyet; benim içinse yaşamın ta kendisi. Yaklaşık 20 yıl önce başlayan bu tutku, beni her zaman ne istediğini bilen bir şef olmaya yönlendirdi. Yolculuğumda en çok emin olduğum nokta, Günaydın Et Restaurant’ta edindiğim deneyim oldu. Orada kırmızı etle çalışmanın, diğer tüm alanlardan çok daha fazla bana ait olduğunu fark ettim. Bu süreçte Cüneyt Asan ile usta-çırak ilişkisi içinde çalışarak, onun yetiştirdiği tek kadın steak şefi olmanın gururunu taşıyorum.

Bugün ise steak restoranları, Anadolu mutfağı ve meyhane mutfaklarında; modern ve klasik yaklaşımları bir arada kullanarak, ürünlerin özüne sadık kalarak yeni kurulan işletmelere danışmanlık yapmaya devam ediyorum.

Ayrıca İsveç Başkonsolosluğu’nda sürdürülebilirlik odaklı bir projede yer aldım; operasyonlarda yalnızca vejetaryen ürünler sunduk. Hollanda Başkonsolosluğu ile de benzer çalışmalara imza attık. Tarım Bakanlığı’nın “Gıdanı Koru” projesinde, Carrefour sponsorluğunda 23 Nisan’da çocuklarla birlikte keyifli bir etkinlik gerçekleştirdik.

Tüm bu çalışmalar bana sürdürülebilirliğin mutfaklarımızın merkezinde yer alması gerektiğini bir kez daha gösterdi. Çünkü bu yaklaşım sadece gastronomi için değil, ülke tarımı açısından da geleceğe bırakılacak en değerli miraslardan biridir.

@chefesranur.buyuk

Kırım’dan göç eden bir ailenin besicilik ve kasaplıkla yoğrulmuş mutfak kültürüyle büyüyen ben, çocukluğumda anneannemin bahçesinde yetişen ürünlerle yaptığı tarhana, reçel, peynir ve tereyağı gibi doğal üretimlerin içinde büyüdüm. Bu deneyimler, şeflik yolculuğumun en sağlam temelleri oldu.

Kurumsal iletişimle ve gazetecilikle geçen 15 yılın ardından gerçek tutkumun peşinden giderek 2013 yılında gastronomiye adım attım.

İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde “Artisan Gıdalar ve Artisan Gıdaların Sınıflandırılması” üzerine yazdığım yüksek lisans tezimin dünya akademik literatüründe ilk olma özelliğiyle kabul edilmesi, araştırmacı yönümün en değerli dönüm noktalarından biri oldu.

Japonya Tarım, Orman ve Balıkçılık Bakanlığı (MAFF) tarafından verilen Washoku Bronz Madalyasını İstanbul Japonya Konsolosluğu’nda düzenlenen törenle alarak, Türkiye’deki ilk 15 şeften biri olarak Japon mutfağında resmi yetkinlik kazandım.

Çırağan Palace Kempinski, Divan Kuruçeşme ve KKTC’de chef ve executive chef olarak üstlendiğim görevlerde farklı mutfak disiplinlerini deneyimledim. Uzakdoğu mutfağına uzanan yolculuğumda, hem Türk mutfağının köklerini korumaya hem de Japon ve Thailand mutfağı gibi farklı kültürleri öğrenmeye odaklandım.

Bugün ise; artisan gıdaların doğallığını savunuyor, uzakdoğu mutfağında uzmanlaşmaya devam ediyor, gastronomiyi kültürler ve insanlar arasındaki bir iletişim köprüsü olarak görüyorum.
@nursennegizozen

Mutfak, benim için sadece yemek pişirilen bir yer değil; anıların, kültürlerin ve duyguların buluşma noktasıdır. Çocukluğumun kokuları, annemin elinden çıkan sofralar, seyahatlerimde tattığım farklı lezzetler ve ustalarımın bana öğrettiği disiplin… Hepsi bugün tabağıma yansıyan hikâyelerin parçalarıdır.

Benim mutfağımda her malzemenin bir geçmişi, her tarifin bir ruhu vardır. Yerel ürünlere olan sevgim, göç mutfağından esinlenen tariflerim ve denizden gelen ilham, her menüde kendi yolculuğunu yapar. Teknik bilgi ve ustalık, ancak tutku ve samimiyetle birleştiğinde gerçek anlamını bulur.

Bir şef olarak amacım, misafirlerime sadece doyurucu bir yemek sunmak değil; onlara dokunan, hafızalarında yer eden bir deneyim yaşatmaktır. Tabağımdaki her ayrıntı, bir anı, bir yolculuk ya da bir coğrafyanın yansımasıdır.

İnanırım ki mutfakta en büyük başarı, malzemelere ve insana gösterilen saygıyla gelir. Ve her tabak, bu saygının sessiz ama güçlü bir ifadesidir.
@chef_ufukkaradag

2008 yılında kardeşlerimle birlikte kurduğumuz YumYum Noodle House ile Eskişehir’e uzakdoğu mutfağını taşımanın gururunu yaşıyorum.

Uzakdoğu mutfağının pişirme ve servis teknikleri üzerine uzun yıllar eğitim aldım, birebir mutfakta uygulama fırsatım oldu. Edindiğim deneyimlerimi restoranımıza taşıyarak, menümüze ve ruhumuza yansıttım. Bugün katkısız ve özgün reçetelerle hazırladığımız noodle, wok ve sushi çeşitlerimizle şehrin en çok tercih edilen uzakdoğu mutfaklarından biri olmanın mutluluğuyla çalışmaya devam ediyoruz.

Ayrıca MAFF Bronze madalyalı bir Japon mutfağı şefi olarak, profesyonel kariyerimde Eskişehir’de iki kez “Yılın Şefi” ödülünü kazanmanın gururunu taşıyorum. Benim için şeflik yalnızca işletmecilik değil; kültürler arasında köprü kurmak, yeni tatlar keşfetmek ve misafirlerime her seferinde otantik bir deneyim yaşatmak demek. İlk günkü heyecanımı hâlâ koruyor, yılların verdiği deneyimle bu yolculuğu sürdürmeye devam ediyorum.

@dorukomer